top of page

Tikler

  • Şebnem Kartal
  • 7 Nis 2024
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 2 Haz 2024

Ani başlayan, hızlı, ritmik ve istemsiz kas hareketleridir. Tikler; basit ve kompleks tikler olmak üzere ikiye ayrılır. Sadece tek bir kasın istemsiz hareketine basit tik; birden fazla kasın istemsiz hareketine ise kompleks tikler denir.


Göz kırpma, gözleri oynatma, omuz veya boyun çevirme, burun çekme, ağız eğme, dudak ısırma, bir yere bakmamaya çalışma, boğaz temizleme, zıplama, nesneleri koklama, saçla oynama, saç çekme, kaşla oynama, bir yerlere vurma, belirli aralıklarla kendi etrafında dönme, geri geri yürüme tiklere örnek olarak verilebilir.


1 ay ile 1 yıl arasında sürenler geçici tiklerdir. Daha uzun süren tiklere kronik tikler denir. Tikler çocukluk çağında özellikle 4-6 yaş arasında başlar. Dönem dönem tamamen geçip, sonra tekrar ortaya çıkabilir. Bu yatışma ve alevlenme dönemleriyle birlikte çoğunlukla 1 yıl içinde geçer; 10-11 yaşlarında artabilir. Çocukluk çağında başlayan tiklerin büyük bir kısmı ergenlik döneminde tamamen kaybolur. Nadiren çocukluk çağında başlayan tikler kaybolup, sonradan yetişkinlik çağında tekrar başlayabilir.


Tikler, nörogelişimsel hastalık kategorisindedir. Bazı uzmanlar ailesel yatkınlığın da olduğunu söylemektedir. Çoğunlukla bir travma ile ortaya çıktığından ve stres yaratan çevresel faktörlerle arttığından psikologların da çalıştığı bir alandır. Bazen psikoterapi ve psiko-sosyal destek ile bir arada ilaç tedavisi de fayda sağlayabilir. Tiklerin tedavisi kronikleştiğinde zorlaşır.


Yas, kayıplar, boşanma ve ağır ekonomik sorunlar gibi önemli yaşam değişiklikleri, aile içi kavgalar, şiddet, öfke, okul başarısızlığı, arkadaş ilişkilerinde sorunlar, derin üzüntü, sıkıntı, korku, kaygı, aşırı heyecan tiklerin başlamasına ve alevlenmesine sebep olabilir. Ayrıca, uzun süre ekrana bakmak, bilgisayar başında çok zaman geçirmek de alevlenmelere yol açabilir.

Hekimler, bazen fiziksel hastalıkların da tiklerin ortaya çıkmasında etken olabildiğini söylemektedir. Tiklere eşlik eden hastalıklar da bulunmaktadır. Otizm Spektrum Bozukluğu, Dikkat Dağınıklığı ve Hiperaktivite, Obsesif-Kompulsif Bozukluklar tiklerle birlikte görülebilen hastalıklardandır.

 

Tikleri olan çocuk ve yetişkinlerin stresten ve yorgunluktan uzak durmaları ve uykularına dikkat etmeleri gerekmektedir. Sürekli derslere, kurslara gitmek, pek çok aktiviteyi bir arada yürütmeye çalışmak tikleri olan çocuklara iyi gelmez.

Tikler bazen bulaşıcı olabilir. Çocuklar tikleri olan bir yetişkini veya bir arkadaşlarını model alabilir; onu taklit edebilirler ancak bu çoğunlukla geçicidir.

Tikleri olan çocuklara tutumumuz ne olmalı?

- Asla durdurmaya çalışmamalıyız.

- Çocuğu uyarmamalıyız, kendi haline bırakmalıyız. Eğer uyarırsak tikler artar.

- Çocuğu bu durumdan sorumlu tutmamalıyız.

- Stresten uzak tutmalı, rahat ve huzurlu bir ortam sağlamalı, yorgun olmamasına ve uykusunu iyi almasına yardımcı olmalıyız.


Unutmayalım ki, çocuklar da yetişkinler de tikleri istemsiz yapmaktadırlar ve bu hareketlerin üzerinde bir kontrolleri yoktur.


Ayrıca, tiklerin asla dikkat çekme arzusuyla bir ilgisi de yoktur.

Öğretmenlere de tikler konusunda büyük bir görev düşmektedir. Tikleri olan çocukların arkadaşlarını bilgilendirerek; arkadaşlarının bu hareketleri özellikle yapmadıklarını ve kontrol edemediklerini, bu yüzden onları uyarmamaları ve dışlamamaları gerektiğini söylemeliler.


Bu arada sadece öğretmenler değil, çocukla iletişimde olan herkesi uyarmak ve bu konuda dikkatli olmaları gerektiğini söylemekte yarar vardır. Aile büyükleri, akrabalar, kardeşler, komşular vb. 


Sevgiyle ve sağlıkla kalın,


Şebnem Kartal

Uzman Psikolog – Yazar

 
 
 

Comments


DSC_0374.jpg

Hakkımda

1991 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Psikoloji Bölümünden mezun oldum. 1995 yılında, yine ODTÜ’de yüksek lisans programını tamamlayarak psikolojide uzmanlık derecesi aldım. Lisans eğitimimi “şeref”, yüksek lisans eğitimimi “yüksek şeref” derecesiyle tamamladım.

E-mail listeme kaydolun

bottom of page